Haber

Ali Öztunç: “Maraş’ta Deprem Susuzluk Gideriyor.

CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde; 6 Şubat depreminin üzerinden 176 gün geçtiğini belirterek, “Deprem Maraş’ı vurdu, susuzluğu gideriyor… Maraş’ta büyük su sıkıntısı var. Köylerde, mahallelerde, şehirlerde sular akmıyor. Günlerce deprem oluyor. kurbanlar banyo yapamadı… Yüzde 70 oy aldın ey Tayyip.” Erdoğan. Belediye başkanını, milletvekillerini hiç aramıyor musunuz? Yerine 5 milletvekili verdiği Kahramanmaraş Ey Tayyip Erdoğan” dedi.

CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği basın toplantısında; Kahramanmaraş’ta deprem bölgesi olan su sorununa dikkat çekti, Akbelen Ormanı’ndaki ağaç kesimini gündeme getirdi, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Öztunç şu değerlendirmelerde bulundu:

“176 GÜN GEÇTİ: 6 Şubat depreminin ardından 176 gün geçti. Yine de enkaz kaldırılamadı, kaldırılamadı. Vatandaşın barınma sorunu çözülmedi, çözülmedi. Yine de özellikle köylerde vatandaşlar konteyner kasvetinde yaşıyor, konteyner istiyorlar. Hükümet, AK Parti, AK Parti milletvekilleri; hiçbir şey duymuyorlar, hiçbir şey umurlarında değil.

BAKANLAR BOŞ GİDER AMA BAGAJ DOLU GELİR: Hemen her gün bir bakan Maraş’a gider. Turistik bir gezi gibi, seyahat ediyor. Deprem bölgesini ziyaret… Bakanlar eli boş gidiyor, bagajı dolu geliyor; dondurmalar, tarhanalar, yöresel ürünler hediyelik paketlenir. Vatandaşa bir şey vermiyorlar.

DEPREM MARAŞ’I VURDU, ÜÇÜNCÜ NEFES ALDI: En büyük sorunumuz su. Su sorunu var. Maraş’ı deprem vurdu, susuzluğu gideriyor… Maraş’ta büyük bir su sıkıntısı var. Köylerde, mahallelerde ve şehirlerde şebeke suyu yok. Günlerdir depremzedeler banyo yapamıyor. Günlerdir depremzedeler su sorunu yaşıyor. İnsan su bulamaz; Hayvanlara su yok, tarıma su yok. Bir gram su değil, bir litre su değil. Tüm bunlara ek olarak şehir merkezinde sudan çıktıklarında zaman zaman çamurlu sular akıyor.

NEDEN UMURUNDA?: Hükümet ne yapıyor? Umurunda değil. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ‘Çalışıyoruz’ diyor, ‘Depremin etkisiyle altyapıda sorun yaşandı.’ Daha önce oradaydı, sağ sallama da vurdu. Teşekkürler, 176 gün geçti. Aylardır su sorununu çözemediniz. Ne kadar beceriksizsin. Maraş’ta aylardır su sorunu yaşanıyor. Neden umursamıyorsun?

PARANIZ YOKSA YEMİŞ MİYDİNİZ: Görevden ayrılan bir AK Parti milletvekili dün Maraş’ta bir televizyonda ‘Vatandaşlarımız bir buçuk yıl iktidarda kalsın’ dedi. Oldu. Bir buçuk yıl daha su olmayacak diyor AK Parti milletvekili. Bu mu sizin yönetim anlayışınız? Maraş Türkiye’nin üçüncü büyük havzası arkadaşlar. Maraş’ta her zamanki gibi su bolluğu vardı. Suyu tuttular ve Gaziantep’e verdiler. Gaziantep’te su bol. Kaynağı Kahramanmaraş’ta, suyu yok. Bu büyük bir haksızlıktır. Yetkililere sesleniyoruz: Sanki ‘bir buçuk yıl sonra yapacağız’ yok. Toplanan deprem paraları nerede? Depremden sonra televizyonda milyarlarca dolar topladınız. Bu millet size depremzedelere yardım için para gönderdi. O madeni paralar nerede? O parayla Kahramanmaraş’ın su sorunu çözülebilir. Neden çözmüyorsun? Parayı yedin mi yemedin mi?

NE KAZANACAĞIM, NEDEN KAYBEDECEĞİM?: Çiftçi bozuldu. Aslında her şey çok değerlidir. Çiftçi sarsıldı. Bir su krizi onu vurdu. Artışlar da oldu. 20 gün önce üreli gübre torbası 400 TL – 450 TL arasındaydı. Bugün 750 lira. Mazot 19 liraydı, bugün 37 lira. Başkan ‘Boş arsa bırakmayın’ diyor. Bu çiftçi nasıl düzgün bir şekilde ekecek ve biçecek? Ne kazanacaksınız, neden olmasın? Güçlendin, moralin yerinde.

MEPİNİZE, BELEDİYE ŞİDDESİNE HİÇ DİYE Mİ DİYORSUNUZ?: Elektrik parası resmen gitti. Kuyu açar, dünyanın elektriğini öder, herhalde su sorununu çözmek için. 1970’lere geri dönmenin neredeyse zamanı geldi. Bundan sonra hayvanlarla gidilip, hayvanların sırtlarındaki çeşmelerden su getirilebilecek. 1970 Türkiye’sine az kaldı. Bu şehir kahramanlar şehridir. Mantıksızsa, övüyorsun; Oyların yüzde 70’ini aldın Ey Tayyip Erdoğan. Belediye başkanını, milletvekillerini hiç aramıyor musunuz? Yerine 5 milletvekili verdiği Kahramanmaraş, Ey Tayyip Erdoğan. Beş milletvekilinin beşi de gidiyor, bol bol poz veriyor, bakanlarla geziyor. Onların bir işi yok. Ama numara yapıyorlar. Yazıklar olsun, böyle bir parlamento yok.

HUKUK OLUŞMADI… ESKİ BİR YAŞLIYA GETİRDİLER: Akbelen Ormanları ile ilgili olarak… Çevre ve Doğal Haklardan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı idim. 27. Dönem sonunda Meclis kapanmadan ilgili firma gelerek Meclis’te kulis yaptı. Şirketin CEO’su bile geldi. Dilekleri ise şöyleydi: Özellikle zeytinliklerin kesilmesi konusunda yasal zorunluluk vardı, bu yasanın çıkması gerekiyordu. Torba yasa görüşmeleri sırasında ilgili şirketin yöneticileri torbaya Akbelen Ormanlarının da dahil edilmesi gerektiğini, kömür madenciliğinin devam etmesi gerektiğini söylediler. Sahne arkası yaptılar. Bize, diğer partilere, iktidara. İktidarı almak istedi, hayır dedik. Ondan sonra yasa çıkmadı ve şirketin alanı genişletme isteği durdu. Ne zamana kadar, seçimlere kadar. Bir oldu bittiye getirdiler. Bir gece aniden ormana girdiler.

KÜÇÜK HİKAYESİYLE AĞAÇLARI ÖLDÜRDÜLER: Ayrıca orman kesme ruhsatı da dolmuştur. Orman Genel Müdürlüğü bu iddianın ağzını açmıyor. Herhangi bir yanıt vermiyor. Ağaç kesme süresi dolmuştur. Ama şirket kesiyor. Bilirkişi raporu var, üç kilometre ötede zeytinlik var, olmaz, olmaz diyor. Bakanlık burada Muğla’daki il müdürlüğü aracılığıyla saçma sapan bir rapor hazırlattı, olur dedi. Kanunu bilmiyorlar, kitabı bilmiyorlar, yeşil adamı tanımıyorlar. Bu yasadışı. Akbelen’de ağaç kesmek yasak. Bir yasaya ihtiyaç vardı, o yasa çıkmadan önce bir oldubitti getirdiler. Güç ganimetleriyle ağaçları kestiler.”

“ŞİDDETİN İNGİLİZCESİ OLABİLİR”

Öztunç, eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık’a İyilik ve Rahmet Elçisi unvanının verilmesiyle ilgili soruya şu yanıtı verdi:

“Fıkra gibi. Ben Kahramanmaraş’ta çadır için inlerken bu beyefendi çadır satmıyor muydu? Çadır tüccarıydı. Merhamet ve liyakat elçisi olmazdı. Olsa olsa zulüm elçisi olurdu. Vicdansızlık elçisi, yolsuzluğun hükümdarı Çadır satan adam bu adama ünvan mı veriliyor Cumhurbaşkanı görevden alınmadı mı Şimdi Kızılay çıkıyor ona liyakat elçisi ünvanını veriyor ve Merhamet beyefendi biraz daha para kazansın diye böyle bir unvan verilmez en iyi ihtimalle gaddarlık acımasızlık vicdansızlık lakabı verilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu